
Hepimizin hayatımızda en az bir kez yaşadığı o utanç verici an olan Déjà vu, beynimizin artık gerçeklikle uyum içinde olmadığı durumlarda ortaya çıkar. Ancak bilim insanları daha az bilinen ve neredeyse daha rahatsız edici başka bir olgunun varlığını da keşfettiler: Hiç görmedim.
Jamais vu, aniden tanıdık ve tuhaf bir şey hissetme deneyimidir. Bu olay nadir görülen bir durum olmasının yanı sıra deja vu gibi korkutucudur ve beynimizin algılama mekanizmalarını test eder.
DEJA VU’NUN TAM TERSİ
Déjà vu, genel olarak sanki bir anıyı ya da durumu daha önce yaşamışız gibi hissetmemize neden olan bir olgu olarak biliniyor. Ancak bu garip hissin tam tersi olan ve daha da nadir görülen bir durum daha vardır: Jamais vu.
Bu olgu, aslında çok tanıdık olan bir şey hakkında birdenbire garip ve bilinmezlik hissetme durumu olarak tanımlanmaktadır. Grenoble Alpes Üniversitesi’nden Bilişsel Nöropsikoloji profesörü Christopher Moulin ve Dr. Akira O’Connor tarafından yürütülen araştırma, jamais vu’nun tanıdık bir kelimeye veya yere bakarken aniden yabancılaşma hissi gibi durumları içerdiğini ortaya koyuyor.
94 KİŞİ ÜZERİNDE ÇALIŞMA YAPILDI
Araştırmalar, 94 üniversite öğrencisinin belirli kelimeleri tekrar tekrar yazdığında, bir noktada kelimenin anlamını kaybetmeye başladıklarını, bunun da jamais vu olarak adlandırılabilecek bir durum olduğunu gösterdi. Katılımcılar, kelimeyi tekrar tekrar yazdıklarında, bir dakika içinde kelimenin anlamını yitirdiğini ve bazı durumlarda el yazılarının da kontrolünü kaybettiğini fark ettiler.
Bu olgu, Margaret Floy Washburn’ün 1907’de yaptığı deneylere de benziyor. Washburn deneyinde, öğrenciler bir kelimeye üç dakika boyunca baktıklarında kelimenin “çağrışım gücünü” kaybettiğini buldu.
Jamais vu’nun beynimizin tekrar eden görevlerden uzaklaşıp daha önemli şeylere odaklanmasını sağlayan bir mekanizma olduğunu öne süren araştırmacılar, bu olgunun gerçeklik algımızı zorladığını ve aslında bir “gerçeklik kontrolü” olduğunu söylüyor. Zihnimizin esnek kalabilmesi ve gerektiğinde dikkatimizin başka yöne çevrilebilmesi için bu tür deneyimler gerekli olabilir.
Jamais vu, deja vu kadar yaygın olmasa da, bu nadir ve rahatsız edici deneyime ilişkin çalışmalar beynimizin karmaşık işleyişinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor.